Erkek Koleksiyonları Artistik Direktörü Virgil Abloh, Louis Vuitton’da ön koleksiyonlara defilelerini tanımlayan aynı analitik titizlikle yaklaştı. Defilelerin heyecanı konusunda tutkulu olduğu kadar, kendisini ön koleksiyonların ‘’normalliği’’ dediği şeye kaptırdı: ‘’Kıyafetler aracılığıyla modanın eğilimini reddetmek yerine ‘’ticarileşme fikrini kutlamak’’ isteğini aktardı. Virgil Abloh, ‘’trendsiz’’ ve ‘’yaşam kıyafeti’’ terimlerini kullanarak bir erkek gardırobunu neyin şekillendirdiğini araştırdı. Bir şovdan ziyade, Louis Vuitton’daki çalışmalarını desteklemeye devam edecek olan ‘’çocukluk ideolojisini’ sunmak için ilk ön koleksiyonunu seçti. ‘’Erkek giyimini yapan nedir?’’ Erkekler yapar. Hayatlarımız boyunca birbiri üzerine yığılmış yapı taşlarının erkek giyimini tanımlayan şeyin anlatısını oluşturduğuna inanıyorum. Bugünkü işim, geçmişimde başıma gelen her şeyin kanıtını taşıyor: nasıl yetiştirildiğimi, eğitim aldığımı ve evrimleştiğimi.’’ sözleriyle erkek giyimi konusundaki bakış açısını aktardı.

Virgil Abloh bu felsefeyi yeni neslin zihniyetine yönelik koleksiyonun kalbine uyguluyor. Alışagelmiş kıyafet kurallarından yoksun, ‘resmi kıyafet’’, ’iş kıyafeti’’ veya ‘’sokak stili’’ olarak etiketlenen giyim türleri yerine koleksiyon gerçek nesil giyim anlayışıyla oluşturuldu.

Takım elbise yetişkin giyim kodları ile rahat kesimler ve hafif malzemelerle yorumlanıyor. Üç parçalı takım elbise fikri yeni şekiller alıyor: Şal etekler yeleklerin yerini alıyor, blazer’lar kısa ceketler ile yer değiştiriyor ve daralan pantolonlar geniş paçalara dönüşüyor. Denim takımlar ile gelenek bozuluyor. Degrade, trikolara genç bir ruh katıyor ve takım elbiselerde Maison’un sandıklarını süsleyen çizgileri çağrıştırıyor.  Koleksiyonun yaz temalı bölümü ise spor giyiminin yükselişine odaklanıyor. Alışagelmiş kodları değiştirerek, eşofmanlar kumaş ve deriyle buluşuyor.

Pre-fall 2021 koleksiyonu, Virgil Abloh’un çalışmasında önemli bir yer tutan ‘’Günlük işinizin sizi tanımlamasına izin vermeyin.’’ söylemini sık sık hatırlatıyor.