Demiyle beraber koyulaşan muhabbetlerin vazgeçilmez eşlikçisi olan çay, tiryakilerinin hafızalarına lezzetini ömürlük kazımıştır bu topraklarda. Usta şairlerin ve yazarların eserlerinde yer verdiği çay, okuyanın damağında kendi lezzetiyle katlanan bir de tat bırakır. Zaman zaman 40 yıllık hatırı olan kahve ile kıyaslansa da, çayın hatırının ömürlük olduğu söylenir. Kendisi her ne kadar kahvaltı sofralarının olmazsa olmazı olarak bilinse de, tiryakileri için çay içmenin yeri, zamanı ve öğünü asla yoktur. Mutluysan, düşünceliysen, arkadaş sohbetindeysen, yalnızsan, uykun gelmesin istiyorsan ya da uykun kaçtıysa orada muhakkak fokurdayan demlik ve çay kaşığı sesi vardır.

Çay, dünyada farklı ülkeler ve bölgelerde değişik aromalarla ve bitkilerle harmanlanıp farklı şekillerde demlenir, hemen hemen herkes tarafından bilinir ve sevilerek tüketilir. Yetiştirildiği bölgelerde 4 mevsim yeşil kalan ve botanikteki adına “Camelia Sinensis (L) O. Kuntze” denilen çay, genel olarak subtropikal ve tropikal bölgelerde yetiştirilir. Çay bitkisinin olduğu bölgelerin genel olarak bol yağış alması ve düzenli bir sıcaklığa sahip olması; ortalama sıcaklığın yıl boyunca 15-18 derece aralığında seyretmesi, metrekareye 2000 mm üzerinde yağışın düşmesi ve rutubetin de yüzde 75-80 arasında olması gerekir.

Çay bitkisi, “Çin çayı, Assam çayı ve Kamboçya çayı” olarak 3 türe ayrılır. Türkiye’de de yetiştirilen çay türü olan Çin çayı, soğuk hava koşullarına ve hastalıklara karşı dayanıklı bir yapıdadır. Gövdeli bir bitkisi olan bu tür, 4 metreye kadar uzar ve deniz seviyesinden 1200 metre yüksekliğe kadar da yetiştirilebilir. Assam çayı, Hindistan’da genellikle 2000-3500 m yükseklikte yetişir. Soğuğa, kuraklığa ve hastalıklara dayanıksız olan bu çay türü, Çin çayına göre tropikal bölgede yetiştiği için kendinden aromalı bir lezzete sahiptir. Bir diğer çay türü olan Kamboçya çayı ise Çin ve Assam çaylarının melezi olarak bilinir, yaprakları sert ve parlak görünümlüdür. Türkiye’de ise çay bitkisi üzerine yetiştirildiği günden bugüne kadar pek çok deneme ve uygulama yapılır ve yıllar içerisinde de Çin-Assam çayından melezlemeler yapılarak çeşitli çay türlerinin oluşturulduğu görülür.

Tarihiyle ilgili yazılı kaynaklarda pek çok bilgi yer almasına rağmen efsaneye göre çayın bulunuşu şöyledir: Çin İmparatoru Shen-Nung, sarayının bahçesinde sıcak su içerken birden bir rüzgâr eser ve bardağının içerisine bir çay yaprağı düşer. Sıcak suyla buluşan çay yaprağı etrafa hoş bir koku yayar. Kokuyu fark eden Shen-Nung, suyun tadına bakar ve çok beğenir. Çalışanlarına bu yaprağı gösterir ve bulmalarını emreder. Böylece çay bitkisi, içecek olarak insanoğlunun hayatına girer.