Burcu Tatlıses, profesyonel müzik yaşamına 2002 yılında söz yazarı olarak başladı. Funda Arar, Fatih Erkoç, Zuhal Olcay, Yıldız Usmonova, Mustafa Ceceli, Ziynet Sali gibi güçlü yorumcular için yazdığı şarkıların yanı sıra, içlerinde Bir İstanbul Masalı, Zerda ve Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizi müzikleri; Müthiş Bir Film ve Eski Sevgili sinema filmlerinin müziklerinin de olduğu onlarca albümde 50’den fazla esere imza attı. “Alagül”, “Seni Severdim”, “Yak Gel”, “Senden Öğrendim” gibi birçok eseri hit oldu. Sanatçı ilk albümünden önce “Sen Dur Ben Gölge” isimli şiir kitabını yayınladı. “Güzel Kokuyorum” adlı ilk albümü Mart 2015’te piyasaya çıkan Burcu Tatlıses, dinleyicileriyle ilk defa besteci ve yorumcu kimliğini de buluşturmuş oldu. Ocak 2018’de ise “Geyikli Masallar” isimli teklisini tüm dijital platformlarda yayınladı. Kasım 2018’de, “Uzaklar” isimli 8 şarkılık ikinci albümünü piyasaya sürdü. Profesyonel müzik yaşamında emin adımlarla ilerleyen Tatlıses serüvenini samimi bir şekilde Beyefendiler Kulübü takipçileri ile paylaşıyor.
Albümleriniz art arda yeni çıkmasına rağmen müzik geçmişiniz çok eskiye dayanıyor. Bize müzik kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
Çok uzun zamandır şarkı söylüyorum, söz yazarlığımdan da öncesine dayanıyor bu serüven. Ama bilinir olmak adına milat Alagül şarkısına sanırım. Bu şarkıyla 2000’li yılların başında söz yazarı olarak görünür olmaya başladım. O günden bu yana 50’ye yakın şarkı yazdım, çoğu zamanının en çok dinlenen şarkıları oldu. Bunların arasında Zerda, Bir İstanbul Masalı, Öyle Bir Geçer Zaman ki gibi diziler için yazdığım şarkılar da var. 2015 yılında yayınladığım ilk albümle şarkıcı olarak da daha profesyonel bir yola çıkmış oldum.
2002 yılından bu yana söz yazarlığı yaptınız ancak “Güzel Kokuyorum” adlı ilk albümünüz için 2015 yılını beklediniz. Albüm çıkarmak için beklemenizin bir sebebi var mıydı? Yoksa doğru zamanda bu işe adım attım mı diyorsunuz?
Aslında beklemedim. Şarkı söylemeye devam ettim bir yandan, bir yandan da kendim için şarkılar yazmayı sürdürdüm. Kendi müziğimin peşindeydim, biraz uzun bir yolculuk bu. Zaman da öyle durup bekleyen bir şey değil ya bir baktım 2015’i bulmuşuz. Şimdi bakınca iyi ki diyorum, hiç keşkem yok.
“Uzaklar” adlı üçüncü albümünüzden çıkış parçası olarak “Mahir Ah”ı seçmenizde özel bir neden var mı?
Çıkış şarkım Uzaklar oldu aslında ama Mahir Ah’ın video klibini çok fazla bekletemedim, içim kıpır kıpır tabii 🙂 Sanki iki şarkıyla birden açmışız gibi oldu albümü. 8 şarkı var albümde, hangisiyle açılış yapacağımızı seçmek kolay olmadı. Hadi böyle olsun deyip çıktık yola.
“Bir şarkının ardında çok fazla insanın ruhu, emeği ve dokunuşu var”
Aslında pek çok ses getiren ve insanların dilinden düşürmediği eserin ardında isminiz var. Ama insanlar daha çok yorumlayıcılarını tanıyor. Bu nasıl bir his?
Bir şarkının ardında çok fazla insanın ruhu, emeği ve dokunuşu var. Söz yazarı, besteci, aranjör, şarkıya hayat veren müzisyenler, miks-mastering yapan kişiler… Ama çok az dinleyen bunların peşine düşüyor. Bir de eskiden albümler basılırdı, satın alır, kartoneti açar, kimler var yok okurduk. Şimdi dijital ortamda dinliyoruz şarkıları ve duyduğumuz dışında hiçbir şey bilmiyoruz. Ben bir deli edasıyla hala, bir yerde yazdığım şarkılardan biri çalıyorsa “bunu ben yazdım” diyorum etraftaki insanlara. Bilsinler istiyorsun. Şimdi kendi şarkılarımı söylüyor olduğum için o eksikliği bu taraftan tamamlamış oluyorum biraz.
Artık popüler olacağına inandığınız şarkı sözlerinizi kendinize mı saklayacaksınız? Keşke vermeseydim dediğiniz bir parça var mı?
Keşke vermeseydim dediğim hiç şarkım yok. O şarkıların yeri yurdu orasıydı, güzel yorumcularla buluştular. Kendim için şarkılar yazmaya devam ediyorum tabii, bunların arasından bazılarını kendime saklıyorum ama başka müziklere söz yazmak, başka yorumculardan kendi şarkılarımı dinlemek de beni çok heyecanlandırıyor. O dengeyi kuruyorum kendi içimde.
“Sen Dur Ben Gölge” şiir kitabınız nasıl tepkiler aldı?
Ben şair değilim, şiir kitabımı kendim için yayınladım aslında öncelikle. O kitabı alıp yazdıklarımı kağıt üzerinden koklamak istedim. Ama ne güzel ki sadece bana özel kalmadı. Birçok insanın evine girdi o şiirler, hala konserlerde şiir kitabımı götürüp dinleyenlere hediye ediyorum. İnsanların duygularına bir şekilde anlatıcı olabilmek çok özel bir his.
“Müzik evreni çok büyük ve başka başka dinamikleri var”
Günümüzdeki şarkı sözlerini değerlendirmenizi istesek, nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Bir değerlendirme yapmak istemiyorum. Müzik evreni çok büyük ve başka başka dinamikleri var her müzik türünün her şarkının ya da müzik sektörünün. Ben kendi adıma, yazarken hikaye anlatmayı seviyorum, o yüzden hemen dinlenip tüketilir olmuyor şarkılarım. Zamanla büyüyorlar ve koku gibi, kendi an ve anılarını saklayarak eşlik ediyorlar hayata. Şuna inanıyorum, şarkıda sözün büyük bir gücü var. Bu gücü nasıl ve ne kadar kullanmak isteyeceğin sana kalmış.
Şarkı sözü yazmayı 3 kelimede nasıl tanımlarsınız?
Zor soru. Yazıyor olmanın benim için karşılığını yazmayı deneyebilirim belki. Lütuf, nefes, can simidi.
Soyadınızdan dolayı İbrahim Tatlıses ile akraba olduğunuz sanılıyor. Bununla ilgili açıklamayı bir de sizden duysak?
İbrahim Tatlıses’le bir kan bağımız yok, tanışıklığımız da yok henüz. Tatlıses onun sonradan kullanmaya başladığı sahne soyadı. Ben Selanik kökenli bir ailenin kızıyım, soyadımız da hep Tatlıses’ti.
Peki, eşine bir şarkı yazmak isteyen beyefendiler için sizden bir tüyo istesek?
Bir kadına şarkı yazmak için, kadın gibi düşünüp hissedebilmek lazım biraz. Biz de az karmaşık canlılar değiliz. Beni bulsunlar, tüyoları iletirim kendilerine 🙂