Her şarkısı her video klibi insanların içini kıpır kıpır yapan Bedük, enerjisini işlerine en iyi şekilde yansıtan bir isim. Dans müziğine bambaşka bir yorum getiren ve üretkenliği ile ilham veren Bedük’ten müzik serüvenini dinlerken, hem kendi adımıza hem de kendisi adına çok mutlu olduğumuz, sizlerin de işine yarayacak birkaç tüyo aldık.

Öncelikle esas isminiz olan Serhat yerine, soyadınız Bedük’ü kullanıyorsunuz. Bilmeyenler için bununla başlayalım mı?

Çok kısa olacak ama Serhat her yerde karşılaşabileceğiniz bir isimken, kulağa ilk başta ne kadar garip gelse de Bedük; kendine has ve özelliği olan bir isim. İyi müzikle altını da doldurunca tam yerine oturduğunu düşünüyorum.

“Yaptığım müziğin tek tanımı ‘dans müziği’ olabilir”

Birden fazla müzik türünde çalışmalarınız oldu ancak son dönemde artık tamamen özgün elektronik müziğe odaklandınız. İleride farklı bir tür ile şaşırtmayı düşünüyor musunuz?

Hiçbir zaman elektronik müzik yaptığımı söylemememe rağmen bu bana hep yapıştı. Muhtemelen insanlar normalde duydukları genel gider müzikten farklı bir şey duyunca başka yakıştırmalar yapma, başka isimler bulma arayışına girebiliyor. Benim yaptığım müziğin tek tanımı “dans müziği” olabilir. Çünkü elektronik müzik bambaşka bir şey. Benim müziğim her zaman bayağı gitarli, akustik düzenlemeleri çokça olan, yer yer üflemeli, canlı enstrümanları yoğunlukla kullanan, tek gitarla bile çalınsa bir anlam ifade eden şarkı formatında bir müzik. Tek fark, ne olursa olsun dinleyicide dans etme isteği uyandırması. Hal böyle olunca türlerden arınmış bir müzik ortaya çıkıyor. Bu özgürlük bana her an her şeyi yapabilme gücünü veriyor. Dolayısıyla şarkılarımı kim söylerse söylesin, duyduğunuzda “Kesin Bedük’un işidir bu” diyebilirsiniz.

Bedük

Elektronik müziğin ülkemizdeki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son yıllarda çok güzel işler yapan prodüktör/DJ‘ler çıktı. Durum böyle olunca yapılan işleri gayet başarılı buluyorum. Event’lerin çoğalması ve neredeyse hepsinin dolu olması da bu başarının bir göstergesi sanırım.

“Parçaları içimden nasıl geliyorsa öyle yazıyorum”

Albümleriniz bazen sadece Türkçe bazen sadece İngilizce ve bazen de iki dilde birden oluyor. Bunun bir sebebi var mı?

Parçaları içimden nasıl geliyorsa öyle yazıyorum. İki dile de hakimiyetim olunca rüzgar nereden eserse oraya yelken açıyorum.

İlklerle dolu kliplerinizle tüm dünyada ses getirmeyi başarıyorsunuz. Sırrınız ne?

Müzik videosunu “Hadi bir de klip çekelim bari”den ziyade, tamamlayıcı bir sanat formu olarak görüyorum. Dolayısıyla her yeni parçada şarkıyı bir üst seviyeye nasıl çıkaracağımı düşünüyorum. Zaten şarkıyı yaparken binbir tane fikir geliyor. İş onu çekmeye gelince de o sıra kiminle çalışıyorsam onunla oturup yazıp çiziyoruz. O anki şartlar elverdiği kadar ayaklarını yere oturtmaya, iyi bir iş çıkartmaya çalışıyoruz. Sonuç beğeniliyorsa ne mutlu.

Bedük

Güzel sanatlardan grafik tasarım mezunu sanatçı kişiliğiniz, müziğinizde ilerlemeniz konusunda da katkıda bulundu diyebilir miyiz?

Kapaklardan, kliplerden anlaşılıyordur diye umuyorum 🙂

Geçtiğimiz yılki Flashforward albümünüz sonrasında gelen yeni single’ınız Hayvan’ı da konuşmadan geçmeyelim. Şarkının tüm süreçlerini sizin elinizden çıktı ve sonraki kapak ile video klip gibi adımlarında takipçilerinizden destek istediniz. Süreci bir de sizden öğrensek?

Bir iş yaparken aklıma oldukça çok fikir gelir ve bazen bunları aileme ve arkadaşlarıma danışırım. Onlardan aldığım tepkileri dikkate alırım ama en son haline yine kendim karar veririm. Bu sefer arkadaş ve aile çevresini geniş tuttum 🙂 Birkaç tane farklı kapak tasarımı yapıp hangisini beğendiklerini sordum. Çok karışık cevaplar geldi. Ben de en son olarak yaptıklarımı birleştirip bambaşka bir kapakla çıktım. Geri dönüşler nefis oldu. Benim de şimdiye kadar en beğendiğim kapağım oldu diyebilirim. Video klip için de çağırdım insanları, bayağı adres verdim isteyen gelsin diye. Çok güzel insanlar geldi sağ olsunlar, 12 saat boyunca çekimde kaldılar. Çok da güzel eğlendik.

Sırada yeni bir albüm mü yoksa yine bir single mı var peki?

17 Mayıs’ta Raks isimli Türkçe bir single çıkacak. Çok beğendiğim bir parçam. Geçtiğimiz ay ODTÜ ve İTÜ konserlerinde de çaldık. Çok iyi tepkiler aldık. Daha ilk defa duymalarına rağmen sanki yıllardır çalıyormuşuzcasına tepki aldı şarkı. Umarım siz de beğenirsiniz. Ben bayılıyorum!

Sizi oyuncu olarak yeni film ya da dizi projelerinde de görecek miyiz?

Tekliflere ve projelerin içeriklerine bağlı. Hiçbir zaman “Ben bir oyuncuyum, şöyle oynarım, böyle rol yaparım” diyen bir adam olmadım ama bir projede beni değerlendirmek isteyen olursa, çok zevk alarak elimden geleni yapmaya çalışırım elbette. Önü veya arkası fark etmeden “set” seven biri olarak orada bulunmak müthiş bir zevk benim için.

Bedük

“İleride konuşulacak öyle bir konser planım var ki!” diyor musunuz?

Çok planım var ama hep zamanın önünden gitmek gibi bir hatam oldu; artık adımlarımı daha planlayarak, hazırlayarak atmaya çalışıyorum. Şimdi size planlarımı söylersem sıkıntı olur 🙂

Alter-ego bir proje: “Beyfendi”

Tarzına da özen gösteren bir modern beyefendi olarak sizden takipçilerimiz için birkaç tüyo alsak?

İlk önce yayınınızın isminden başlayayım. Önümüzdeki aylarda yeni bir “alter-ego” olarak bir projeye başlıyorum. İsmi “Beyfendi”. Ortadaki “e” harfi olmadan. Tam bu projeyi başlatmadan hemen önce sizden bu röportaj teklifinin gelmesi de tam yıldızların birleşmesi sanırım 🙂 Bu projeyle işte tam bahsettiğim elektronik müziğe adım atıyor olacağım. Bahsettiğinizden farklı bir tüyo oldu sanırım ama bu da benim kariyerim açısından bir tüyo olarak dursun burada, sonra değerlenir 🙂

Tarz tüyosuna dönecek olursak, tek söyleyebileceğim; rahat hissedeceğiniz şekilde giyinin. Rahat derken fiziksel rahatlıktan bahsetmiyorum. Daha çok beyin, ruh rahatlığı… Giydiğin, taktığın şey seni mutlu ediyorsa, ne kadar toplumdan farklı olsa da vazgeçme derim. Günlük kuralları fazla takmayın çünkü bugün popüler olan tarz yarın çok felaket gelebilir size. Sonra #tbt yaparken “Ah ben ne yapmışım zamanında sırf moda diye” demeyin. Kendi kulvarınızda kendi zevkinize göre giderseniz, en azından yıllar sonra baktığınızda beğenmeseniz bile kendinize ve gelişiminize ait güzel hislerle karşılaşırsınız.