İnsanların günlük yaşamlarındaki faaliyetlerini etkileyen pek çok etken bulunuyor ve şüphesiz bunların başında da biyolojik saat diye nitelendirilen, gerçek saat ile vücudun hissettiği saatin uyumluluğu geliyor. Amerika’nın Northwestern Üniversitesi’nde yapılan araştırmalara göre biyolojik saatinizi öğrenebilmek artık çok kolay. Üniversitenin yürüttüğü çalışmalar neticesinde vücudun biyolojik saatinin kaç olduğunu yaklaşık bir buçuk saatte ölçen bir kan testi bulundu.
Bu testle, gün içindeki gerçek saatle vücudumuzun hissettiği saatin uyumluluğu belirleniyor. Vücut saatiyle eğer gerçek saat uyumlu değilse pek çok sağlık problemiyle karşılaşılabiliyor. Bu sorunların başında da kalp rahatsızlığı, alzheimer ya da diyabet gibi hastalıklar geliyor. Biyolojik saatteki dengesizliğin düzenlenmesi de bazı hastalıkların daha iyi tedavi edilmesini sağlıyor.
Biyolojik saat için 73 donör kullanıldı
Peki, biyolojik saat Northwestern Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar öncesinde nasıl belirleniyordu? Bu test bulunmadan önce, biyolojik saatin gerçek saatle uyumunun belirlenmesi için her saat başı kan örneği alınması gerekiyordu. Bilim insanları bu verileri gün boyunca inceleyerek saatler arasında hücrede yaşanan genetik etkinlikleri zaman içerisinde kıyaslıyordu.
Northwestern Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar ise bu yöntemin daha pratik hale getirilmesini sağladı. Bu çalışma kapsamında 73 donörden her iki saatte bir binlerce kez kan örneği alındı. Alınan kanlar bir bilgisayar sistemiyle incelenerek hücrelerde gün içinde yaşanan genetik değişimler gözlemlendi.
Amerikalı genetik bilimcilere Nobel Ödülü
Geçtiğimiz yıl üç Amerikalı Genetik Bilimci Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young vücudumuzdaki bütün hücrelerin “yirmi dört saatlik döngü” ile uyum içinde hareket eden bir ritmi olduğunu gösteren çalışmalarıyla Nobel Ödülü’ne layık görülmüşlerdi. Nobelli bilim insanları ayrıca bu ritmi düzenleyen molekül mekanizmasını da bulmuşlardı.
PNAS dergisinde yayınlanan araştırmayı yapan bilim insanlarından Rosemary Braun ise, biyolojik saate ilişkin olarak, “Bütün türden biyolojik süreçlerin yanı sıra açlık hissedilen, bağışıklık sisteminin aktif olduğu ve kan basıncının yüksek olduğu zamanların.” düzenlediğini söyledi.