Aysun Kaçtıoğlu, yıllar boyunca profesyonel işi hayatının yanı sıra farklı kişisel gelişim öğretileri ile de ilgilenmiş. ICF akredite Adler International Learning Koçluk Okulu’nda koçluk eğitimi almış. Ardından bu eğitimin kendi için yeterli olmadığı düşünerek, hayatını değiştiren Access Consciousness ile tanışmış. Öğretilerini kurucusu Gary Douglas ve yardımcısı Dr. Dain Heer tarafından verilen eğitimler ile alarak Facilitor seviyesinde sertifika sahibi olmuş. Access’in Amerika ve Avrupa eğitimlerindeyse lider uzmanlık süreçlerini geliştirdikten sonra 2015 yılında Access Türkiye kurucusu olmuş. Biz de Kaçtıoğlu’ndan serüvenini ve Access Consciousness hakkında detayları dinledik. Beyefendiler Kulübü takipçilerinin farkındalıklarını nasıl artırabilecekleri konusunda da tüyomuzu aldık.

Kişisel gelişim yolculuğunuz nasıl başladı?

Kurumsal hayatım devam ederken, 2009 senesinde “en iyi müşterilerde derinleşme” konusuyla bir proje yaptım. Koçluk konusu o sene henüz konuşulmaya başlanmıştı ki bende yeni öğrenmiştim. Projeyle beraber koçluğun ne demek olduğunu öğrendim ve etkilendim. Projenin beni kalbimden yakalayan sorusu “What is your purpose of life?” idi. Belki 2020 için çok derine gitme ihtimali olmayan bir soru olabilir ama 2009 için beni derinden yakaladı. Çünkü o zamana kadar “hayat amacı” diye bir kavrama hiç denk gelmemiştim ya da teğet geçmiştim. Yolculuk böyle başladı. Önce eğitim aldım sonra bir koç ile çalışmaya başladım ve yıl 2020 🙂

Kişisel gelişim ve koç kavramını çok fazla duyuyoruz aslında buradaki yorumunuz nedir?

Soruların cevabında, biraz dünya üzerinde “kişisel gelişim” konusunun önem yükselmesinin getirdiği popülatif yaklaşımlarla beraber bu dünyanın aslında ne kadar da derin ve çeşitli bir yelpazesi olduğuna götürüyor bizi bulgular. Bana göre kişinin kendini keşfetme yolculuğudur kişisel gelişim. Bunun için kendisine iyi gelen her şey ona rehberlik eder. Bizim farkımız ise kişiye özel ya da kuruma özel yolculuklar tasarlamamız. Ezberlenmiş, tekrar edilmiş bilgilerden çok gerçek bulgular ve yaşanmışlıklar üzerine kurduğumuz bir rehberlik dünyası. O yüzden sakin ilerledik, ancak temelimiz tartışmasız %100 güven üzerine kurulu.

Koçluk kavramı benim her yerde belirttiğim gibi ICF (International Coaching Federation) denilen merkezi Kanada’da olan Federasyona bağlı bir kurum. Bu kuruma ait farklı ekol okulları bulunmakta. Tabi ki dünyadaki talep, ekonomik dengelerin bozulması arkası onlar da bu konuyu daha kolaylıkla kişilere ulaşabilme yollarını tasarlamakla bir çözüm buldular. Ancak ana ekol okulları devam ediyor ve benim bakış açımla koçluk buralardan geçilerek öğrenilmesine ihtiyaç duyulan bir nevi meslek. Alt segment koçlukların çoğalmasıyla koçluk kavramı ve sayıda da tabii ki artış oldu.

Öncelikle sizin Access Consciousness maceranız nasıl başladı?

Şimdi, sen macera tanımlamasıyla sorunca bir dönüp geriye baktım. Gerçekten sıkı bir macera olarak başlamış ve beni buraya taşımış. 20 senelik kurumsal hayatımın bir kısmında edindiğim kişisel gelişim eğitimleri, enerji eğitimleri, bunları öğreten rehberlerle yaptığım bireysel yolculuklar, bazılarının eğitmenlikleri, koçluk kimliğim, yurtdışı psikoloji eğitimim derken oldukça iyi giden hayatım bir anda tıkandı; ya da ben öyle hissettim. Bir şeyleri daha farklı yapma ihtiyacı ve içgüdüsüyle dolaşırken bir arkadaşımın önerisiyle “Access Consciousness” öğretisinin ilk “merhaba”sı olan Access Bars terapisi ile tanıştım. Hem fiziksel, hem ruhsal olarak gerçekleşen değişimler beni bu yolculuğa doğru içgüdüsel olarak yönlendirdi.

Access Türkiye nasıl kuruldu? 

2014 yılının tamamını Amerika ve dünyanın farklı ülkelerinde Access Consciousness prensibinin her segmentinin eğitimleri ile geçirdim. Bunu, teknik ifadeden çok kendi değişimim olarak anlatmak istiyorum. Çünkü bu yolculuk, sadece kendim olmanın ne demek olduğunu, ben kimim sorusunu bulmanın heyecanı ve tutkusuyla gerçekleşti. Access Consciousness, tabanı geniş bir prensip, sanırım benim bu dünyaya olan tutkumun sebebi de bu. Neye ihtiyacınız varsa holistik (bütünsel) bir yaklaşımı var. Bütün bir yıl boyunca farklı ülkelerde eğitimler alırken sosyolojik ve toplumsal olarak ülke yapılarının da enerjinin temelini, yapılanmasını ve gelişimini etkilediğini gördüm. Mesela “yargı” kelimesi Amerika’da farklı bir içerik ve tepki, Türkiye’de farklı. Tüm bu gözlemlerde, aslında bilginin ve enerjinin nasıl şekil değiştirdiğini algılamama ve kendimi daha iyi analiz edebilmeme yardımcı oldu. 2014 yılının Aralık ayında geçirdiğim bir seneden sonra Türkiye’ye dönüp kurumsal hayata ve kariyerime başka birisi olarak devam etme kararındaydım. İş görüşmeleri ve toplantılar arkası olan şey ise “insanları analiz edip, sorunları algılayıp, neye ihtiyaçlarının olduğu şeklinde değerlendirmeler yapmak” şeklinde ortaya çıkan bir durumdu. Heyecan, tutku, yeni bir şeye başlamak konusunda isteğim neredeyse yoktu. Bu durum biraz canımı sıksa da benim için iyi olacak şeyin yakınımda olduğunu da hissediyordum. Günlerden Pazar günü, uzun bir aradan sonra nefis bir aile kahvaltısındaydık. Annem beni düşünceli gördüğünü söyledi; bende görüşmeleri anlattım, heyecan hissetmediğimi, bir anlam yakalayamadığımı söyledim. Enfes anne tespitiyle: “Sen o dünyaya dönemezsin artık, o hırslı, agresif, zamanla yarışan, aldığı nefesi sayan Aysun’u dünyanın neresinde bıraktıysan 🙂 bilemiyorum. O dönebilir iş hayatına. Sen bence bir yer tut, bu işi yap, zaten her kelimen, her cümlen değişik. Bizim bile anlamak için zamana ihtiyacımız var.” dedi ve o sırada kalbim aydınlandı. O aydınlık Access Türkiye’nin doğuşuydu.

Access Consciousness nedir? 

Merkezi Amerika’da olan, tabanı oldukça geniş bir prensip, yani öğreti; koçluk gibi. Kurucusu Gary Douglas, yardımcı kurucusu ise Dr. Dain Heer. Kullanılan bazı tekniklerin benzeri ya da var olan protokolleri ile eşleşen bir öğreti yok. Soru sormak Access’in kullandığı en yaygın araç, belki bunu var olan modellerle benzetebilme şansınız olabilir. Ancak hem bilgi hem de enerjetik olarak ciddi altını çizebilirim, Access sorularının ve soruları yaratım kuramının da henüz bu şekilde modellenmiş ve felsefesinin derinliğini yakalamış bir öğreti yok. Access Consciousness öğretisini araştırdığınızda size sırasıyla takip edeceğiniz bir yol bulamazsınız. Çünkü öğretinin özü derki; Önce Access Bars seansı ya da eğitimini deneyimle. Sonra enerji ve hissin seni nereye götürürse ona göre seçim yap. Bars, beden dünyası, öğretinin felsefesini anlatan sınıflar, enerjiyi algıladığınız sınıflar ki bu sınıfların yaratıcısı Dr. Dain Heer, segmentasyon eğitimleri olarak içeriğini toparlayabiliriz. Dolayısıyla yola çıktığınız ve seçtiğiniz rehber aslında sizin aydınlanmanızdaki önemli dinamik.

Access Bars nedir?

Access Bars, kişinin başına dokunma yaklaşımı ile yapılan bir enerji terapisi. Dokunduğunuz noktalar biopsisler yani nöronlar. Prensibin temelinde bunu ifade edişimiz şu şekilde: Kişilerin başka hayatlarından getirdiği ve bu hayatta yarattığı duygu, düşünce, his, yargı, beklenti, durumsal eğilimler, öğretilmişlikler ile ilgili oluşan enerji blokajlarının dağılarak fiziksel bedeninizden dışarı atılmasını sağlayan bir akış protokolü var. Çalıştığınız noktalar, beyin, limbik sistem ve OSS (Otomatik Sinir Sistemi) başlangıcının da dahil olduğu kafatası üzerinde yer alan noktalar.

Çoğu bu tarz terapilerin ruhani tarafının aksine Access Bars daha bilimsel diyebilir miyiz?

Bunu iki türlü cevaplamak istiyorum. Access Consciousness kurucusu Gary Douglas ve kurucu ortağı Dr. Dain Heer, Bars terapisi sonuçları ile ilgili sürekli geribildirim ve değişimin gözlemlenmesi adına çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Dr. Jeffrey Fannin tarafından gerçekleştirilen ilk bilimsel araştırma sonuçları paylaşıldı. Bu çalışma ve araştırma platformu, bir merkezde, farklı travmalar yaşayan kişiler üzerinde Dr. Fannin liderliğinde çalışmalara devam ediyor. Savaş yaralanmaları, uzuv kullanım problemleri, psikolojik travmalar ve ciddi vakalar üzerinde ciddi fark yaratan sonuçlar alınıyor. Bunun dışında, Access sistemi içinde yer alan çeşitli psikolog, psikiyatrist ve nörologlar da zaman zaman focus gruplar ile çalışmalar yapıp bu raporları paylaşıyorlar. Dr. Terrie Hope (Kanada’lı psikolog) bu çalışmaları yürüten kişilerden birisi. İlk grup çalışması sonucunda depresyon, anksiyete, bipolar, farklı ağrılara sahip kişiler üzerinde %78 – %97.8 aralığında ifade edebileceğimiz iyileşmeler gerçekleştiğini anlatan bir çalışma paylaştı.

Access Türkiye tarafında ise en başından itibaren yolculuk şöyle şekillendi. Sanırım “beyin” üzerine okumadığım kitap kalmadı. Bu bilgilerin terapi kısmıyla birleşmesi benim için müthiş bir data oluşturdu. Danışanların her terapi arkası geri bildirim vermesi ve beni bilgilendirmesi şeklinde bir akışımız var. Bu akışın içinde yüzlerce bilgi oluşuyor. Kişilik analizi, davranış eğilimleri, zorlandığı inanç kalıpları, ebeveyn kodları, duygu, düşünce, his yönetimi ve bedenin tüm bu çalışmaya verdiği reaksiyon. Bugün için 3.125 danışanımız ve 29.450 saat terapi datamız ve bu çalışma arkası gerçekleşen gelişmelerin, değişimlerin içeriğine sahibiz. Bu da benim 12 senelik kendi yolculuğumun arkasından bu işi yapmayı seçiş şeklim.

O yüzden Access Bars bilimi kucaklayan ve beraber yürümeyi isteyen, seçen bir prensip diyebiliriz.

Access Bars sonrası danışanlarınızda ne gibi değişimler olması bekleniyor?

Çalıştığınız her kişi farklı açılım gösterir. Herkese yeni bir keşif olarak bakarsınız. Çünkü çalışmanın gidişini etkileyen onlarca dinamik var. Yapılan çalışmalarda geriye dönüş söz konusu olmadığı için çalışmanın bir sonu yok. Kişi istediği kadar bu yolda kalabiliyor ve ilerleyebiliyor. Genel anlamda değişim olarak gözlemlerimiz: motivasyon artışı, özgüven yükselişi, bedeni ile kurulan sağlıklı iletişim, stres seviyesinin ciddi azalması, hayat kalitesini aşağı çeken detaylardan uzaklaşmak, özellikle obsesif durumlardan uzaklaşmak, anksiyete yaratan sorunların çözümü ve hayat kalitesinin hiçbir koşulda sağlanamayacak şekilde yükselmesi diye ifade edebiliriz.

Ne kadar zamanda olumlu sonuçlar alınıyor? 

İlk seans arkasından hemen sonuçların gözlenebileceği bir çalışma. Danışanlara ilk söylediğimiz bilgi: Diyelim ki 37 yaşındasınız; biz bu süreçte 37 seneye bakıyor olacağız. Dolayısıyla, beklentileriniz, talepleriniz ve istekleriniz için bu bilgi hep yanı başımızda olsun. Gözle görülür bir gözlem oluşması ve danışanın farkındalık adına kendini iyi hissedebileceği bir süreç için önerdiğimiz 8-10 seans, bunu hangi aralıklarla yapmak istediğine kendisinin karar verdiği bir programla uyguluyoruz.

Olasılıklar Senfonisi” kavramını açar mısınız?

Access Consciousness’ın geniş bir tabanı olduğundan bahsetmiştim. Olasılıklar Senfonisi sınıfı ve seansı da “Olasılıklar Senfonisi sınıfına katılarak” uygulanabilecek bir seans. Eğitimde, algılamanız için davet edildiğiniz alanın içeriğinde şunları anlatabiliriz: bu hayatta, gerçekleştirmek istedikleriniz, seçimleriniz, gelecekte yaratmak istediğiniz şeyler, özel hayatınız, sosyal hayatınız, iş hayatınız, aile hayatınız ve kendiniz için evrenin size sunabileceği sınırı olmayan olasılıklar dünyasını algılatmak. Bu seansı alan kişiler arasında gözlemlediğim gelişme genelde hep aynı: Hiç o güne kadar düşünmediği alternatiflerin hayatında oluşması, kendisi için sıra dışı ve faydalı bir olasılık haline gelmesi. Örneklersek; hayatı boyunca finans alanında çalışan birisinin bir anda sosyal medya alanında iş olarak yeni bir sayfa açması gibi. İlişkilerinde sürekli olumsuz sonuç alan birisinin, aniden mutlu olduğu bir ilişkiye başlaması; burada kilit olan, normal şartlarda ilişki için aday olmasına mümkün bakmayan özelliklere sahip bir profilin seçimi 🙂

Diğer terapilerinizden de bahseder misiniz?

Access Consciousness dünyası içinde ana terapi gruplarını Access Bars terapisi, Access Beden terapileri, Suistimal Seansı, Olasılıklar Senfonisi seansı, Birliğin enerjetik sentezi seansı, Varlığın enerjetik sentezi seansı olarak sayabiliriz. Access Bars ve Access Beden terapileri, düzenli çalıştığımız danışanlarımızda gelişmelere göre, değişimlere göre içeriklerinin şekillendiği bir akış. Beden terapilerinin amacı, beden kalitenizi daha iyi bir konuma getirmek, bağışıklık sisteminizi yeniden yapılandırmak, kas ve iskelet sisteminizi yeniden yapılandırmak, vücut sistemlerini teker teker yeniden yapılandırmak ya da spesifik olarak bir hastalığa odaklı bir şekilde çalışmak olarak anlatabiliriz. Suistimal seansı kişilerin hayatında suistimal edildiği alanlar ve bu konularda farkındalık geliştirmesi için yapılan özel bir çalışma. Hem bilgi ve kuram anlamında kişiyi bir yolculuğa çıkarıyoruz. Hem de bu konunun, kişinin yıllarca bedeninde yarattığı blokaj, manyetik etki ve oluşan travmalardan fiziksel arınması ve değişimi için bedene bir terapi uyguluyoruz. Bende dahil herkesin deneyimlemesi gerektiğine inandığım bir çalışma.

Değişim Dönüşüm Akademisi nasıl ortaya çıktı?

Benim 20 yıllık bir kurumsal iş hayatım var. Dolayısıyla bu 20 sene süresince aldığım eğitimler, yaptığım gözlemler ve oluşan analitik bilgi, kendi değişimlerimden yola çıkarak kurumsal hayata farklı bir perspektifle bakmamı sağladı. Artık insanlar teorik bilgilerle bir yere varamıyorlar. Sunumlara sığdırılan “yapılması gerekenler”, “şunu elde etmek için şunları yapmalısınız” yaklaşımları sonuç vermiyor. Bunun sağlamasını da kendi danışanlarımla yaptığım çalışmalarda görüyorum ve gözlemliyorum. Access Consciousness felsefesinin bana kattığı temel bilgilerin hayatımda, toplumla olan ilişkimde, ailemle olan ilişkimde, arkadaşlarımla olan ilişkilerimde nasıl ortaya çıktığına baktım. Tespitlerin arkasından üstünde durmak istediğim konuları seçtim ki bunlar Değişim Dönüşüm Akademisi’nin eğitim isim başlıkları. Bunlar bugüne kadar hiç anlatılmamış içeriklerden bahsetmiyor. Farkı şurada: bilgilerin hayata nasıl kolayca uygulanabileceği konusunda gerçek yardımlar var. Küçük, ancak her sizi sıkıştıran bir şey yaşadığınızda kullanabileceğiniz araçlar var. Teorik bilgide her şey kelimeler de kalır. Bilginin içselleşmesi bunu ancak gerçekleştirebilenin rehberliğinde algılanabilir, algılatılabilir. Çünkü her adımın deneyimi ve bilgisi eğitmende vardır. Eğitimlere katılan kişilere, eğitim ile ilgili etkilenme oranını sorduğunuzda “etkiyi yaratan ana dinamiğin eğitmen” olduğu bilgisine varırsınız. Çünkü ben yıllarca sadece “eğitimde anlattığı şeyleri kendi hayatında deneyimlemiş kişilerden etkilendim ve uyguladım” ki danışanlarımın da şirket eğitimleri ile ilgili verdikleri geri bildirimler hep aynı yönde.

Kendini bu alanda geliştirmek isteyenler neler yapmalı? 

Farkındalık yolculuğu ya da kişisel gelişim konusu kişiye özel şekillenen bir dünya. Kimisine göre yoga, kimisine göre reiki, kimisine göre koçluk vs. O yüzden bu sorunun spesifik bir cevabı yok. İlgi alanına ve kendisine en yakın gelen konuya göre bir eğilimle başlıyor. Benim tecrübeme göre en önemli konu yola çıkılan eğitmen, danışan, terapist. Her sektörde olduğu gibi burada da donanımsal eksiklikler, tecrübe içermeyen ezber paylaşımlar ve kısıtlı bilgilendirmeler mevcut. Ancak Gary Douglas’ın en sevdiğim açıklamasını burada size iletmek istiyorum: Bu dünyada doğru ya da yanlış yoktur; sadece seçim vardır. Sizin titreşiminize uyan, sizin farkındalığınızın manyetik alanına giren kişiye gidersiniz. Sonra değişiminiz gerçekleşir ve farklı birisini ararsınız. Evrenin algoritması ve teorisi buna dayanır.” der.

Beyefendiler Kulübü takipçilerinin farkındalığının artması için önerileriniz neler?

“Beyefendiler Kulübü” sosyal hayatı ve trendleri takip etmek adına butik ve kor bilgiler veren bir içerik sitesi. Buradaki haberleri 3 saniyede okumak yerine “gerçekten” haberin içindeki bilginin hayatınıza nasıl fayda sağlayacağına bakın. Yeni bir telefon modeli mi çıkmış? En son çıkan model olmasıyla ilgilenmek yerine “sahip olduğunuz modele göre size nasıl fayda sağlar? Hangi özellikleri hayatınızı kolaylaştırır? Ödeyeceğiniz rakam size sağlayacağı faydaya eş değer mi? Ve ne kadar süre için bu yatırımı yapabilirsiniz? Gibi akıllı sorular sorup cevaplarına bakarak haberin içeriğini dünyanıza alın. Değişik haberleri okumaya çalışın, popüler olanlardan çok. Değişik konulu içerikler sağ beyninizi daha çok çalıştırır ki bu da duygusal zekâyı desteklemek ve farkındalık yatırımı demek. Neşe ve huzurla kalın…