Her kitabın farklı bir ruhu ve enerjisi vardır kuşkusuz. Elbette ki yazarın hisleri, dünya görüşü ve aktarmak istedikleri kitapların temelini oluşturur. Peki ya bu kitapların okuyucuya ulaşmasına aracı olan yayın evleri? Kitapların içeriklerinin niteliği kadar yayın evlerinin hem yazarlara hem de okuyucuya gösterdiği ilgi de kuşkusuz ortaya güzel eserlerin çıkmasına zemin hazırlıyor. Günümüzde dijitalleşmenin bu denli yoğun yaşandığı bir dönemde de okurlara basılı kitapları okutabilmek büyük bir özveri ve başarılı bir çalışma geçmişi gerektiriyor. Özellikle son dönemde çok satan (bestseller) diye adlandırılan pek çok kitabın yayıncılığını üstlenen Butik Yayıncılık sahibi Birol Gündoğdu’da bu isimlerden biri. Gelin Beyefendiler Kulübü olarak Birol Gündoğdu’yu yakından tanıyalım.
Yayıncı olmaya nasıl karar verdiniz?
İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat mezunuyum. Yayıncılığa başlamam aslında uzun bir hikaye ama özet olarak korsan yayın yapan bir yayınevine kızıp yazarın telif haklarına sahip yurtdışı ajansına mail attım ve sonrasında onlarla yaptığım toplantı sonucu yayıncı oldum. Şimdi düşündüğümde her ne kadar lisans eğitimin iktisat olsa da öğrenciliğimden beri edebiyatım hep iyiydi. Sonrasında da benim için çok tatmin edici severek yaptığım işime dönüştü.
Yıllar içerisinde yayıncılığın değişim süreci hakkında neler demek istersiniz?
Ben 2003 yılında başladım yayıncılığa. O zamanlar daha bakirdi kitap piyasası. İnternet, sosyal medya derken, artık yurt dışında çıkan bir kitap, neredeyse aynı zamanda burada da çıkıyor. Gündemi yeni yayınları herkes sıkı takip ediyor. Bu açıdan kendi mesleğim adına bu değişim süreci benim için hep takipte olmamı gerektiriyor. Genel olarak toplum için bakacak olursak da her yeni çıkan yayının aynı anda herkese ulaşabilmesi de toplum adına oldukça iyi bir durum.
Türkiye’deki yayıncılığın şu anki durumu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Okuryazar oranının gitgide artmasıyla birlikte gelişen ve büyüyen bir piyasa var. Ama aynı zamanda kâğıda gelen anormal zamlar yüzünden ve kâğıt sıkıntısı yüzünden de çok zor bir dönemden geçiyoruz.
Pek çok değişken ve dönüşümün içerisinde basılı kitap okuma tercihleri konusunda neler söylemek istersiniz?
E-kitap ilk başta dünyada hızlı başladı ama çok çabuk söndü. Çünkü kendim de dahil, kitap okumak isteyen insanlar, kitabı kitap gibi yani basılı olarak okumak istiyor. Bunun yanında okumayı sevmeyenler için de sesli kitap sektörü çok büyüdü ve her geçen gün de büyümeye devam ediyor. Basılı kitabın arkasından ikinci olarak sesli kitaplar geliyor.
“Bana kötü gelen bir kitap başkasına güzel gelebilir”
Sosyal medyanın meşhur ettiği kitaplar hakkında neler söylemek istersiniz?
Bazıları çok güzel, bazıları da içi boş, tamamen reklam eseri kitaplar. Ama herkesin tercihine saygı duyuyorum. Bana kötü gelen bir kitap başkasına güzel gelebilir.
Özellikle son yıllarda çok satan (bestseller) kitapların yayıncısı olarak adınızdan sıklıkla söz ediliyor. Bu başarınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Mutluyum tabii ki. Ama beni asıl mutlu eden şey, o bestseller kitapları sıfırdan bulup çıkarmak. Altyapıdan oyuncu çıkarıp yıldız yapmak gibi. Bunun tatmini bambaşka.
Yayınlanan her bir kitabınızın ismi çok çarpıcı. Bu yayın evinizin bir politikası olabilir mi?
Biz genelde kitabın orijinal ismine sadık kalmaya gayret ediyoruz. Ama Türkçe’ye çevrildiğinde pek bir anlam ifade etmiyorsa, o zaman kendimiz konuyla ilgili bir isim koyuyoruz. Bu konuda epey kafa yoruyoruz. Çok önemli çünkü.
Günümüzde sizce bir kitabın satın alınmasındaki ilk etmen konusundan ziyade ismi olabilir mi?
İsim sadece ilk bakışta çekici gelen bir şey. Ancak dediğim gibi en az isim kadar önemli olan çok önemli birkaç faktör daha var. En başta bir kere kitabın içeriğinin dolu ve güzel olması gerekiyor. Yoksa istediğin ismi koy fark etmez.
Butik yayıncılıkta şu konu başlığındaki kitaplar öne çıkıyor deseniz bu ne olurdu?
Psikoloji ve kişisel gelişim.
Keşke şu yazarın şu kitabı da Butik Yayıncılıktan çıksa dediğiniz oldu mu?
Oldu tabii ki, hatta son dakika kaçırdığım yazarlar da oldu, sonradan çok parlayan. Ama nasip diyelim. Ben elimden geleni yaptıktan sonra, başka yere gitmişse de yapacak bir şey yok. Önümüze bakmak gerekiyor.
Son dönemde çıkan ve beyefendilere önermek istediğiniz kitap ya da kitaplar nedir?
- Kendini İyileştirme İşi Nasıl Yapılır?
- Neden Bunu Bana Daha Önce Kimse Söylemedi?
Bu iki kitabı tavsiye ediyorum.