Yazının tarihinin M.Ö. 3500 yıllarında Sümerli rahiplere dayandığı biliniyor. TDK’ya göreyse yazı, düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi olarak tanımlanıyor. Yazının olmazsa olmazı da şüphesiz kalem oluyor. Dolma kalem de bu yazma işinin öne çıkan şık araçlarından birisi. Buminhan Emre de güzel yazıya ve bu araca gönül vermiş bir beyefendi. Kendisi büyük projelerde inşaat mühendisi olarak çalıştıktan sonra Eskişehir’de Yapı Fabrikası firmasını kurarak proje ve inşa alanlarında hizmet vermeye başlamış. Zihni dinç ise okuyan, araştıran, yorgun ise araştırdıklarından derlediklerini yazan Emre, güzel yazı çalışmaya da dikkat ettiğini belirtiyor. “mrfountainpen” hesabı ile düşküsünü başka insanlarla da paylaşmak isteyen Buminhan Emre ile dolma kalemler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisinden Beyefendiler Kulübü için bir dolma kalem ve mürekkep seçmesini istemeyi de ihmal etmedik.
Öncelikle dolma kalemlere olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Ben kırtasiye ürünlerini ve kırtasiye gezmelerini küçüklüğümden beri severim. Hep ilgim olmuştur. Babam asker emeklisi biri olmasına rağmen ben kağıtları küçük boyutlarda keser, çek karnesi imzalar gibi oyunlar oynardım. Bilmiyorum nereden esinlenmişim. Şöyle bir geçmişe baktığımda fikirlerine önem verdiğim insanların dolma kalem kullandıklarını hatırlıyorum. Bir de kişilik özelliğim gereği not tutmaya özen gösteririm. Güzel yazı yazanları hayranlıkla izlerim. Yazı gereçlerine hep ilgim vardı, yalnız bu detaylar birleştiğinde dolma kaleme esas yönelimim üniversite bittiğinde başladı diyebilirim. İlk kendi paramla aldığım dolma kalemim “Lamy Joy Calligraphy 1.1 kesik uçlu” modeliydi. Ardından yine taşınması rahat bir Lamy dolma kalem almıştım.
“mrfountainpen” fikri nasıl ortaya çıktı? İleriye dönük plan ve projeleriniz var mı?
“mrfountainpen” fikri bu düşküye yönelen insanlarla tanışma isteğimden ve bireysel sayfamda özgürce paylaşamama ihtiyacından doğdu. Çünkü ticaretim dışında tuttuğum bir düşküm. Çok detaylı ve beğenilerin kişiden kişiye değişiyor olması merakınızı arttırıyor, sizi daha çok araştırmaya itiyor. Her öğrendiğiniz detayda daha da bilgilenmek istiyorsunuz. Bu oluşum sayesinden çok güzel insanlarla tanışma, kendilerinden bilgi edinme fırsatı yakaladım. Beni öğrenmeye iten her oluşumu seviyorum. Sorular gelmeye başladıkça doğru cevaplayabilmek adına daha çok araştırıyorum. Kendimce incelemeler yapıyor, özellikle birisi adına yapılmış bir dolma kalem hakkında daha çok tarihsel ve detay bilgilere ulaşmaya çalışıyorum. Mühendisliğimin getirdiği meraktan dolayı bu yazı aracının mekanik detayları, “Daha iyi nasıl yapılabilir?” fikri de beni daha da heyecanlandırıyor.
Pandemi süreci de benim boş zamanlarımı bu yönde değerlendirmeme vesile oldu. Boş durmayı hiç sevmem kendimi bildim bileli. Hep bir meşgale bulmuşumdur. Fikrin ilk çıkışı bir proje olmamasına rağmen bu yazı gereçleri ve eşlikçileri için bir şeyler yapma isteği doğurdu. Keyif aldığım bir konu, boş zamanlarım haricinde de vaktimi almaya başladı. Zaman olarak ticari hayatıma etki ederse ya bu düşkü profesyonel bir yola girecek ya da ilk başladığım gibi sadece boş zamanlarımda ilgilendiğim bir düşkü olarak kalacak. Birkaç fikrim var ve süreç zamanla kendi yolunu çizecek.
Dolma kalemler hakkında sizden biraz bilgi rica etsek?
İmzalayacağı önemli bir sözleşmeyi, kaleminin mürekkep akıtmasından dolayı imzalayamayan L.E Waterman (1837-1901), bu duruma sinirlenerek birçok mürekkep besleme kanalına sahip olan bu kalemi 1884 yılında icat etmiş. Bu sayede mürekkebin sistemli bir şekilde akmasını sağlayarak bu tür kazaların önüne geçmiş.
Dolma kalem kapak, gövde, uç, damak, tutuş alanı, dolum mekanizması gibi bölümlere ayırabiliriz. Daha da çeşitlendirilebilir ve bunlar da kendi içlerinde bölümlere ayrılmaktadır. Bütün bu bölümlerde kullanılan malzemeler de dolma kalemin özelliğini belirler.
Biraz bahsedecek olursak uçların özelliğini kullanılan metal, uç kalınlığını ve tipi belirler. İyi bir uç bütün dolma kalem severlerin öncelikli beklentisidir diye düşünüyorum. Ucun performansını gösterebilmesi için mürekkebin doğru şekilde uç topuna gelmesi gerekir. Bu da damak aracılığı ile olur. Damakların da kullanılan malzemeye ve şekillerine göre ilettiği mürekkep miktarı değişir. Tutuş alanı boyutları ve kullanılan malzemesi parmaklarınıza tam oturmalı bunla beraber yazarken kayma hissiyatı oluşturmamalıdır. Bu bölümlerle birlikte gövde ağırlığı ve bu ağırlığın gövdedeki yeri çok önemlidir. Bütün bu detaylar kullanıcının zevkine göre değişir.
“Dolma kalemlerin yazım özellikleri dışında tasarımları ve hikâyeleri beni çok etkiler”
Dolma kalem seçerken ve kullanırken nelere dikkat edilmeli?
En önemli kriter benim için yazılabilir ve kullanılabilir olması. Çünkü çok özel olan dolma kalemlerimi de bir kenarda tutmayı değil kullanmayı seviyorum. Bu sebeple süs eşyası gibi abartılı dolma kalemleri ben pek sevmiyorum. Bunun yanında dolma kalemde uç materyali ve kalınlığı da önemlidir. Kişi kendi yazı karakterine göre bu detayları belirlemelidir. Merakım gereği birçok farklı uçla yazma imkanım oldu. Hepsini ayrı bir zevkle kullanmama rağmen altın bir “F” uç öne çıkar benim için. Damak tercihi kalemlerde pek seçilemiyor olsa da ebonit damakların daha akışkan oldukları biliniyor. Hangi damak olursa olsun uçla sorunsuz bir şekilde uyuşması gerekli. Mürekkebin gelmemesi veya çok gelmesi yazan kişiyi üzecektir. Tutuş alanı kalınlığı ve materyali önemlidir. Yazarken parmaklar iyi kavramalı ve kayma hissiyatı oluşturmamalıdır. Gövde ağırlığı ve boyutları belirleyici özelliklerden bir diğeridir. Kişi kendi alışkanlıklarına göre boyut ve ağırlıkta dolma kalemler almalıdır. Dolum mekanizması benim önceliklerimden. Tasarım olarak beğendiğim bir dolma kalem pistonlu değilse iki kere düşünüyorum. Konvertörlü dolma kalemleri ara ara tercih ediyorum. Yalnız kartuşlular hiç bana göre değil.
Dolma kalemlerin yazım özellikleri dışında tasarımları ve hikâyeleri beni çok etkiler. Tarihte önemli biri için üretilmiş dolma kalemlerdeki detaylar beni heyecanlandırıyor. Bununla beraber kullanılmış bir dolma kalemin de kullanan kişi tarafından oluşturulan tarihi bu yazı araçlarını değerli kılıyor.
Bütün bahsettiğim detaylar her kullanıcıya göre değişir. Dolma kalemi keyifli yapan da budur bence. İnsanlara merak ettirecek ve konuşacak detaylar sunması.
Dolma kalem bakımı nasıl yapılmalı?
Belirli sayıdaki (yaklaşık on) dolma kalemim sürekli olarak mürekkeplidir. Mürekkepleri bittikçe temizler ve kullanmadıklarıma mürekkep çeker, temizlediklerimi kutularına kaldırırım. Bu yaklaşık 2-3 aylık bir süreçtir.
Temizleme işlemi olarak; temiz su gelene kadar saf su ile doldur-boşalt yaparım. Kapak içlerinde mürekkep var ise onları da temizlerim. Çizmeyecek, yumuşak dokulu bir bez ile silerim. Bu yeterli bir bakımdır. Temizleme losyonları var. Eğer temizlendiğine emin olmazsam bu losyonları kullanarak da temizlerim.
Her dolma kalem olmamak üzere, senede bir veya iki senede bir kez, en küçük parçasına kadar söker ve ultrasonik temizleyici ile temizlerim. Gövde materyaline uygun malzemeler ile görsel durumlarının da iyi gözükmesine özen gösteririm.
“Bu yazı aracı ile yazı yazma arzusu insanı okumaya, araştırmaya, öğrenmeye itiyor”
Dolma kalemi diğer kalemlerden ayıran sizce nedir?
Ritüelleri, kişiye göre beğenilerin değişiyor olması ve güzel sohbetlere sebep olması.
Dolma kaleminizi zarar görmeyecek şekilde taşımalısınız. Evde veya ofiste güzel şekilde muhafaza etmelisiniz. Yazacağınız yazıya göre kalem, mürekkep ve kağıt seçiminizi yapmalısınız. Eğer günlük notlarınızı da benim gibi dolma kalem ile tutuyorsanız; notlarınızı özenli bir şekilde tutmalısınız. Onları düzenli olarak temizlemelisiniz.
Dolma kalemden keyif almak için görselliğini beğenmeniz, yazarken elinizi yormaması ve uç performansının iyi olması gerekir. Size göre hoşunuza giden bir mürekkep seçmelisiniz. Seçtiğiniz mürekkebin tonlarını iyi yansıtacak ve size keyifli bir yazı alanı sunacak bir kâğıda ihtiyacınız var. Buraya kadar mutlak bir doğru yok. Kişisel zevkler öne çıkıyor.
Bu seçimleri yapmak için araştırma yapmanız ve zevkinizin oluşması gerekiyor. Bu yazı aracı ile yazı yazma arzusu insanı okumaya, araştırmaya, öğrenmeye itiyor. Tutkuyu paylaşan insanların da birbirleri ile olan sohbetleri bence paha biçilmez bir keyif.
Tarihi anlam ve öneme sahip dolma kalemler var mı?
Tabii ki birçok dolma kalem var. Dünyaya yön verenlerin, devlet liderlerinin, sanatçıların, yazarların kullandıkları dolma kalemler ya da önemli anlaşmaların imzalandığı dolma kalemler hikâye taşır. Bununla beraber yazarların, dünyaya mal olmuş liderlerin, sanat hamiliği yapmış kişiler adına yapılmış dolma kalemler de bir hikâye taşır. Dolayısıyla bu yazı araçlarının hepsinin farklı anlam ve önemi vardır.
Bununla beraber ilk üretilen dolma kalem, ilk piston mekanizmasına sahip dolma kalem, markaların ilk özel serileri… hepsinin bu kültürde bir değeri vardır.
Özelleştirmek gerekir ise Kraliçe Elizabeth’in kullandığı Parker51 modeli ikonik ve tarihsel değeri bulunan bir dolma kalemdir.
1992 yılında Montblanc markasının yazarlar serisi olan “Hemingway” modeli; hem serinin ilk kalemi olması, hem limitli olması hem de atıf edilen yazarından dolayı değerli kalemlerdir.
1949 yılından önceki Montblanc 132-139 serisi dolma kalem severler için önemli kalemlerdir. Çünkü günümüz 142-149 serisi 1949 yılından sonra üretimi yapılmış ve önceki serilerin üretimi durdurulmuştur.
Dolma kalemi ilk bulan Waterman markasının ilk kalemleri tarihi bir öneme sahiptir.
Bu detayları epeyce çoğaltabiliriz.
Mürekkep konusunda dikkat edilmesi gerekenler var mı?
Peki, dolma kalemi istediğimiz özellikleri belirleyerek aldık. Her şey bitti mi? Tabii ki hayır. Yakışan bir mürekkep ve bu mürekkebin tonlarını güzel yansıtacak bir kağıda ihtiyacımız var. Hangi renklerden hoşlanıyorsunuz? Pastel tonları mı daha canlı renkler mi? Düz renk mi olsun kağıtta menevişli, revnaklı bir görüntü bıraksın mı?
Mürekkep konusu da kendi içinde uzmanlık ister. Bu konuda uzman olanlar da mevcut. Hatta kendi mürekkeplerini yapanlarda. Mürekkebin öncelikle dolma kalem için üretilmiş olması gerekir. Mürekkepleri güneş görmeyen, oda sıcaklığında yerlerde saklamak gerekir. Bozulmamaları ve küflenmemeleri için mürekkep şişelerinin kapakları kullandıktan sonra sıkıca kapatılmalıdır. Dolma kalemleri uzun süre mürekkepli tutmamak gerekir. Kesinliği olmamak ile beraber benim için 2-3 ayda dolma kalemin içindeki mürekkep bitmemişse bile temizlenmeli ve yeni mürekkep çekilmelidir.
Dolma kalemler için nasıl kâğıtlar tercih edilmeli?
Dolma kalemler için kâğıt özelliklerini sıralamak gerekir ise;
– Kanama yapmamalı (sayfanın arkasına mürekkep geçmemeli)
– Yazılan tarafta kırçıllanma yapmamalı (mürekkep dağılmamalı)
– Dolma kalemin ucunda zımpara etkisi yaratmamalı
– Kuruma süresi uzun olmamalı
– Gölgelenme az olmalı (Sayfanın arkasında mürekkebin gölgeli şekilde görünüyor olması)
– Kâğıdın tutucu özelliğinin çok olmaması.
– Rahat yazılabiliyor olması
Bunlar dışındaki özellikler veya bu özelliklerin derecesi yine kullanıcıya göre değişir.
Koleksiyonunuzun büyük bölümünü hangi marka oluşturuyor?
Açıkçası ben şu an için Montblanc marka dolma kalem koleksiyonu yapıyorum. Diğer markalar için de dolma kalem biriktiricisiyim diyebilirim. Koleksiyonumun parçalarını araştırıyorum, titizlikle seçmeye özen gösteriyorum. Diğer markalarda ise deneme, kıyaslama ve bilgilenme amaçlı bir edinime sahibim. Bir nevi biriktirici konumundayım. Bunların arasında özel dolma kalemlerim var. Bu dolma kalemler araştırmalarım sonucu değil, denk gelme sonucu aldığım parçalar. Koleksiyonuma ekleyeceğim parçalarda ise önceden araştırmalarımı yaparım.
Koleksiyonunuzun en değerli parçası sizin için hangisi?
En sevdiğim dolma kalemlerim benim için “Montblanc Writers Edition Antoine de Saint-Exupery” ve “Montblanc Meisterstück Solitaire Le Petit Prince-Aviator LeGrand” modelleri. Çünkü eşimin hediyeleri ve manevi değeri yüksekler.
Maddi olarak soruyorsanız “Montblanc Genghis Khan 88” ve “Montblanc Miles Davis 90” kalemleri değerli kalemlerimdendir.
Beyefendiler Kulübü için birkaç satır yazmanızı istesek hangi dolma kalem ve mürekkebi tercih ederdiniz?
Bu satırları Beyefendiler Kulübü için el yazısı ile yazacak olsam “Montblanc Great Characters Elvis Presley” dolma kalemimle beraber “Montblanc Burgundy Red” mürekkebini tercih ederdim. Beyefendiler Kulübüne yakışır bir karakterin kalemi ve güzel bir bordo. Bence şık bir ikili.